sevgili günlük.
"yaşlanıyorum" diye söylene söylene gezip ardından kahkahaları patlattığım ve muhtemelen pek çok arkadaşımın benle arkadaşlıklarını sorguladığı bir kasım ayını daha geride bıraktım. yeni yaşıma yeni kararlarla girdim ki bu da hep yaptığım bir şey. seviyorum ben yeni yaşları, yeni yılları vs. hep bir başlangıç hali. hoşuma gidiyor. herşeyi yapabilecekmişim gibi hissediyorum mesela. eskiden she-ra vardı ya. sanki birden o oluyorum. neyse konuyu dağıtmayayım. she-ra meselesine sonra geliriz.
yeni yaşımda yeni kararlar diyordum. bugün gereksiz bir cesaret geldi bana. üç senedir hatta belki daha fazladır montajını beklettiğim animasyona başlamaya karar verdim. ondan insan gibi bahsetmem sana garip gelmez sanırım. eh ne de olsa "filmlerim benim çocuğum gibiiii". yalnız tabii bu çocukla ilişkim biraz garip biliyorsun ki. kendisini yazarken çok çekmek istediğim malum. yazdıktan sonra herkesin hatta animasyon hocamın bile "çekilmez lan bu" laflarına rağmen, çekilebilir olduğuna dair manasız inancım da tam benlik. amaaa ben bu inancı kaybetmeyeyim diye okula gelmekten nefret eden pek çok insanı, ara tatil günlerinde, günlerce, buz gibi bir stüdyoda milim milim işlerle uğraşması, işte bu inanılır gibi değil. hadi ben delirdim size ne oluyor di mi. bi tutun elimden, başımı okşayın, biraz şefkatle heyecanımı yatıştırın, "bak heval'cim bu iş olmaz. gerek yok bunla uğraşmaya" falan deyin. bi ikna edin. olmadı duygu sömürüsü yapın "bizi harap etme" diye. yok yapmadılar. şu an bu sıkıntıları yaşıyorsam sorumluları ben değil onlardır. "arkadaş dediğin desteklenir" mantığı acilen yasaklansın!! neden dersen. ilk zamanlarında heyecandan beni uyutmayan o çocuk, şimdi sorunlu ergenler kadar ödümü koparıyor. daha önce kendisini montajlama girişimlerimin sonuçları ortada. birinde artık son demlerindeyken diğerinde de ortalarındayken; yıllardır hiçbir işin, ödevin, filmin beceremediğini yapıp tüm bilgisayar sistemimi ve dolayısıyla sinir sistemimi çökertti malum. bugün bilgisayarlara güvenim azaldıysa, ctrl+s tuş kombinasyonlarına hızlı basma ve her daim yedekleme yetisine sahipsem hep onun yüzünden. şimdi gene aynı şey olursa diye ödüm kopuyor ama bir yandan da onun öyle boynu bükük kalması bir köşede çok vicdan azabı yaratıyor. gündüzleri aklımdan çıkmayan bir sürü şeyle beraber beynimde yer kaplaması yetmedi, şimdi de geceleri beni uyutmuyor be günlük. kabuslarımda "anneee!! anneee!!" diye acı acı bana seslenen video kasetler görüyorum. neyse ki içimdeki she-ra bugün ortaya çıktı da montaja başlamam konusunda ilk adımı o attı. ama sen de bu ergen çocuğu adam etmeye uğraşırken beni yalnız bırakma olur mu? o_O
skip to main |
skip to sidebar
Twitter
kocaman organizma, küçücük parazit... (bir sinemacı günlüğü)
4 Aralık 2010 Cumartesi
Takip Et
Hakkımda
- heval hazal kurt
- İstanbul, Türkiye
- işine aşık heyecanlı bir kız. http://www.parazitfilm.com.tr
Okuyorum
Daha Daha
Takip Ettiklerim
Konulara Bak
- biraz kişisel (21)
- güzel şeyler (8)
- zoofest (8)
- sevgili günlük (4)
- 7 farkı bul (2)
- ben yaptım (1)
0 yorum:
Yorum Gönder