14 Şubat 2010 Pazar

Erkekliğin Tanımı : Testosteron

Uzun zamandır gitmek isteyip de bir türlü gidemediğim bir oyundu Testosteron. Benim ilk gitmeyi düşündüğüm zamanlardan bu yana araya bir sürü iş girdi, tatil girdi, kadroda Fırat Tanış'ın yerine Onur Ünsal geldi derken en nihayetinde oldukça kararlı davranarak bir arkadaşımla işi biraz da inada bindirip nihayet bu akşam oyuna gittik. Uzun süre izlenmeyi bekleyen oyunların genelde benim açımdan bir dezavantajı oluyor o da beklentinin artması. Her ne kadar oyunla ilgili yazı, eleştiri ya da haber okumamaya çalışsanız da bir şekilde çevrenizdekilerden, biraz ordan biraz burdan derken kafanızda bir taslakla gidiyorsunuz oyuna ve genelde de bu taslak sizin beklediğiniz gibi çıkmıyor. Testosteron'da da öyle oldu. Beklediğim gibi çıkmadı evet. Beklediğimden kesinlikle çok daha iyi çıktı. İşte bunu hiç beklemiyordum. Oyuncuların oyunculuk kalitelerini her ne kadar biliyor olsam da gene de bu kadar keyif alacağımı, güleceğimi, beğeneceğimi beklemiyordum. (İtiraf edeyim ben tiyatro oyunlarında biraz gıcığım galiba. Öyle gülümserim, hafiften gülerim falan ama kahkaha attığım pek görülmemiştir.)

Kadrosunu; Metin Coşkun, Onur Ünsal, Emre Karayel, İnan Ulaş Torun, Mert Fırat, Timur Acar ve Tuna Kırlı'nın oluşturduğu  oyunla ilgili ayrıntıyı buradan öğrenebilirsiniz. Ben oralara çok girmek, içeriğe dair haddim olmayan laflar etmek istemiyorum ama kıyısından köşesinden biraz bağlantılı bir izleyici olarak çok beğendiğimi ve hatta bir ikinci seansı izlemek istediğimi söyleyebilirim. Son bir dipnot olarak da oyuncuların sadece oldukça uzun sayılacak oyundaki enerjik oyunculuklarına değil aynı zamanda müzik performanslarına da dikkat etmenizi öneririm. Tavsiyemdir.

0 yorum:

Yorum Gönder

Takip Et