Hayat ne acaip. Kelebekler, martılar, Güneş falan. Her gün doğuyor ya Güneş, her gün ötüyor ya martılar, her bahar kanatlanıyor ya kelebekler hep öyle olacak sanıyoruz. Her gün, her an olacaklar sanıp değerlerini hiç bilmiyoruz. Sonra elimizden kayıp gittiklerinde bakakalıyoruz öyle çaresizce. O zamana kadar ne kadar nazımız, kaprisimiz varsa yapıyoruz. Gözümüzün içine giren Güneş’e söyleniyoruz mesela. Yemeğimizin üzerinde uçuşan kelebeğe, sabahları sesleriyle uyandıran martılara... Değer bilmediğimiz yetmiyor bir de yıpratıyoruz. Hiç sormuyoruz mesela Güneş’e her gün doğmak zor gelmiyor mu diye? Uç uç nereye kadar be martı, yorulmadı mı kanatların demiyoruz. Güneş hep doğsun, martı hep uçsun, kelebek hep bize iyi hissettirsin tek derdimiz o. Öyle ya onların işi o. O halde doğ Güneş! Gündüz dağıtır ışığını, kalanıyla gece huzur bulursun kendine. Hadi doğ şimdi!
skip to main |
skip to sidebar
Twitter
kocaman organizma, küçücük parazit... (bir sinemacı günlüğü)
12 Temmuz 2011 Salı
Takip Et
Hakkımda
- heval hazal kurt
- İstanbul, Türkiye
- işine aşık heyecanlı bir kız. http://www.parazitfilm.com.tr
Okuyorum
Daha Daha
Takip Ettiklerim
Konulara Bak
- biraz kişisel (21)
- güzel şeyler (8)
- zoofest (8)
- sevgili günlük (4)
- 7 farkı bul (2)
- ben yaptım (1)
0 yorum:
Yorum Gönder